Silivri Masör Bayan

Silivri Masör Bayan Nitekim Dempsey’nin de izni yoktu. Bu yasayı ihlalden dolayı oluşturulan 1849 tarihli davada kanunen siyah olmadığı için izin almasının gerekmediğini savundu. Yalnızca büyük büyük büyükannelerinden biri siyah kökene haiz olduğundan en çok on altıda bir siyah bulunduğunu kanıtladı. Böylesine ince bir renk izi kuzey Caroline yasasının katı uygulamaları gereği onu beyaz kılıyordu, fakat jüri her nasılsa onu mahkum etti.

Temyize gidilmesi üzerine, kuzey Caroline Yüksek Mahkemesi yasayı göz ardı edip önceden verilen hükmü savundu ve bir bireyin soyağacında tek bir siyah bulunmasının bile onu beyazlara ait haklardan mahrum etmeye yeteceğine hükmetti. Yürürlükteki yasalar ne olursa, olsun güney jürileri “safkan” beyaz soydan gelen insanoğluı “zenci kanının” mahkum edici izlerine haiz insanlardan nasıl ayırt edeceklerini bildiklerinden emindiler. “Fırtınanın kopacağını üç gün öncesinden bilen… bir timsah” benzer biçimde onlar da kimin siyah, kimin beyaz olduğunu kolayca sezinleyebiliyorlardı.

Silivri Masör Bayan

Silivri Masör Bayan Jüriler çoğu süre görünüşten ziyade söz konusu insanoğluın nasıl davrandıklarına bakıyorlardı. Alçakgönüllü ve dürüst iseler bu, “beyaz” oldukları anlamına geliyordu. 1855’te Arkansas’ta William Daniel’e dava açan Abby Guy kendisinin beyaz bulunduğunu ve Daniel’in kendisini ve çocuklarını köle yerine koyduğunu ileri sürdü. Jürinin kararı hanımın davranışlarını ölçek aldı. Guy, “eşit vatandaş” olarak beyaz sayılıyor muydu? Kendisi beyaz bir kadından beklenen terbiyeyi mi, yoksa bir çok beyazın siyah kadınlara yakıştırdığı ahlaksız tavırları mı sergiliyordu? Guy, ilkin Daniel’ın babasının kölesi olan annesinin, babanın rızasıyla özgürlüğüne kavuştuğunu ve bu durumun kendisini de özgür kıldığını savundu.

Ne var ki bu iddia, Daniel’ın babasının böyle bir şey yapmadığını gösteren belgeler sunmasıyla çürütülmüş oldu. Davası suya düşen Guy, belgeler ne gösterirse göstersin, bir beyaz benzer biçimde davrandığı -ve böyle kabul edildiği- için kendisinin köleleştirilemeyeceğini savundu. Komşuları onun “sarı” tenine karşın “eşit bir yurttaş olarak beyazlarla görüştüğüne” ek olarak beyazların kilisesine ve sosyal etkinliklerine katıldığına tanıklık ettiler. Guy kendisinin camianın testlerinden geçmiş iyi bir kadın bulunduğunu ileri sürdü. Sokaktaki herkes ona beyazlara davrandıkları benzer biçimde davranıyordu. Mahkeme niçin farklı davranacaktı? Guy kendisinin bedensel özellikler bakımından da beyaz bulunduğunu savundu.